Bugün Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü. Üzücü bir gerçekle karşı karşıyayız: Türkiye, 25 yaş altı uyuşturucudan ölümlerde Avrupa'da ilk sıralarda yer alıyor. Bu durum, uzmanları harekete geçirdi. Psikiyatrist Prof. Dr. Kültegin Ögel, bu korkutucu istatistiğin birçok nedeninin olduğunu belirterek, ülkemizin uyuşturucu bağımlılarına yeterli bakımı sağlayamadığını ve erken ölümlerin önüne geçemediğini vurguladı. Ögel, "İleri yaşta ölüm, toplumun halk sağlığında daha başarılı bir yöntem uyguladığının göstergesidir" diyerek, sorunun boyutunu gözler önüne serdi.

Erken Müdahalenin Önemi

Bir gencin madde bağımlısı olduğunun tespit edilmesinin ne yazık ki çok geç olduğunu dile getiren Ögel, araştırmalarının ilk kullanımın ardından 5 yıl sonra fark edildiğini gösterdiğini açıkladı. Bu 5 yıllık süreç, bağımlılığın derinleşmesi için yeterli bir zaman dilimidir. Prof. Ögel, çok daha erken dönemde müdahale edilmesinin hayati önem taşıdığını, bağımlılığın gelişmesini önlemenin ancak bu şekilde mümkün olacağını belirtti. Ailelerin, öğretmenlerin ve toplumun duyarlılığının artırılması, erken teşhis ve müdahale için kritik önemdedir. Erken müdahale, gençlerin hayatlarını kurtarabilecek en önemli adımlardan biridir.

Aile ve Okulun Rolü: Devamsızlık Uyarı İşareti

Bağımlılığın önlenmesinde ailenin ve okulun rolü çok büyük. Anne babası madde kullanan bir gencin ileride madde kullanma riskinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Ögel, davranış sorunları sergileyen gençlere ulaşmanın zorunluluğundan bahsetti. Bu gençlerin çoğu maalesef okulda değil, davranış sorunları nedeniyle okuldan uzaklaşıyorlar. Bu nedenle, onları okula geri kazandırmak için yapılması gerekenleri konuşmamız gerekmektedir. Okul devamsızlığı, önemli bir uyarı işareti olarak değerlendirilmeli ve bu gençlere acil müdahale edilmelidir. Eğitim kurumları ve aileler iş birliği içinde çalışarak bu önemli sorunu çözmek için çalışmalıdır.

Uyuşturucu ile Mücadele: Çoklu Bir Yaklaşım Gerektiriyor

Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadelesinde kapsamlı bir strateji geliştirmenin, önleyici programların etkinliğinin artırılmasının ve tedavi hizmetlerine erişimin kolaylaştırılmasının önemli olduğunu vurgulamak gerek. Gençlerin bağımlılığa sürüklenmesini önlemek için toplumsal bir farkındalık oluşturulmalıdır. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesi ve gençlere alternatif etkinlikler sunulması da önemli bir önlemdir. Bu mücadelede sadece sağlık kuruluşlarının değil, ailelerin, öğretmenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve devletin tüm kurumlarının iş birliği şarttır. Aktif bir toplumsal mücadeleyle uyuşturucu ölümlerini azaltmak mümkün olabilir.